CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz haftalarda erken seçim çağrısında bulunmak amacıyla miting yapma kararı aldı. Bu mitinglerin ilk ayağı için Mersin seçildi.
YOĞUN KATILIM VARDI
“Milletin sesi” konulu ilk mitinge vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Önce farklı meslek gruplarından vatandaşların sahneye çıkıp dertlerini anlattığı miting, Kılıçdaroğlu’nun kürsüde yaptığı açıklama ile devam etti.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları:
“Hepinizin şunu çok iyi bilmesini isterim bizim kitabımızda umutsuzluk yok. Az önce kardeşlerim konuştu yüreğim acıdı. İki üniversite mezunu kardeşim iş bulamıyorum. Size söz veriyorum bu sorunları çözeceğiz. Demokrasiye inanıyoruz o yüzden diyoruz, geliyor gelmekte olan. Mersin küçük bir Türkiye’dir.
Milletin sesi dedik, milletimiz konuşsun dedik. Ama onlar duymazlar onlar sağırlar ve onlar başka şeyleri görürler. Dün saat 11.00’de TÜİK’e gittim. Aylık yüzde 3.51 yıllık yüzde 21 enflasyon açıkladılar. Ya sizin eşiniz çocuğunuz alışveriş yapmıyor mu? Faturalara bakmıyor mu? Ekmek alırken görmüyor mu? Talimat gelmiş indireceksiniz. TÜİK rakamları üzerinden emeklinin, asgari ücretlinin aylığını belirliyorlar.
“TÜİK’E HAKKINIZI KORUMAK İÇİN GİTTİM”
Ben, TÜİK’e sizin hakkınızı korumak için gittim. Oradakilere soracaktım siz hangi araştırmaları yaparak bu sonuçları buldunuz diye. Kapı duvar. İlk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önümüze duvar ördüler. Sanıyorlar ki o duvarı aşmayacağız, sizin duvarlarınız vız gelir bize. Sarayın emirine giren memurlar devlet memurları değildir artık. Mersinlilerin huzurunda söz veriyorum Türkiye’yi her türlü vesayetten kurtaracağım. Saray’ın vesayetinden de Türkiye’yi kurtaracağız. Dostlarımızla birlikte kurtaracağız.
“HERKESİN KAZANMASI İÇİN BERABER GİDECEĞİZ SANDIĞA”
Az önce çiftçi iki annemiz konuştu. Dertlerini anlattılar. Limonun dalda kaldığını, satılmadığını söylediler. Bir çiftçi niye zarar eder? Alın teri döken bir insan niye zarar eder? Bu ülkenin bereketli toprakları var, bereketli havamız var, imkanlarımız var. Çalışkan insanlarımız var. Neden kendi çiftçimizi değil de dışarıdan nohutu, buğdayı, mercimeği, fasulyeyi neden getiririz? Gümrük vergisini neden sıfırlarız? Herkesin kazanması için beraber gideceğiz sandığa ve bir dikta yönetimini sandıkta al aşağı edeceğiz.
“İKTİDARA GELDİĞİMİZİN İLK HAFTASINDA ÇİFTÇİLERİN BORÇLARINDAKİ FAİZİ SIFIRLAYACAĞIZ”
İki Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor Türkiye’de. Mersinli bir çiftçi, ‘Sayın Cumhurbaşkanı ülkede ekonomide kurtuluş savaşı olduğunu söyleyip çiftçileri savaşa davet ediyor. Çiftçinin silahı gübre, mermisi mazot, savaş uçağı tohum, tankı enerji. Mühimmat olmadan çiftçi nasıl savaşacağını bilmiyor’ diye mesaj atmış. Senin bütün hedefin sarayımda nasıl otururum. Sizlerin desteğiyle iktidar olacağız. İlk bir hafta içinde çiftçinin bankalara olan, tarım kredi kooperatiflerine olan borçların faizlerini sıfırlayacağız. Söz veriyorum, çiftçinin gerçekten de bu milletin efendisi yapmak benim boynumun borcu olacaktır.
“ESNAF BAKANLIĞI KURACAĞIZ”
Esnaf kardeşimiz de konuştu. Aynı şeyi esnaflar içinde yapacağız. Bankalardan ya da kooperatiflerden alınan kredilerin faizlerini sıfırlayacağız. ‘Faizlere karşıyım’ diyor ya bunların faizini niye silmiyorsun? Allah’ın izniyle iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız işlerden biri Esnaf Bakanlığı kurmaktır. Halk Bankası’nı gerçekten bir esnaf bankası yapacağız.
“SİZE HESAP VERMEK BENİM NAMUS BORCUM OLACAK”
Ahtım var bu memlekete barışı, huzuru, sevgiyi, adaleti, demokrasiyi getireceğim. Söz veriyorum. Mafyayla, uyuşturucu baronlarıyla işbirliği yapılan düzeni değiştireceğim. Gencecik evlatlarımızın zehirlenmesine asla izin vermeyeceğim. Siyaseti kirlilikten arındıracağım. Adamına göre iş bul, adamına göre kredi aç, rüşvet al, cebini doldur, zengin ol… Siyaseti tümüyle kirlilikten arındıracağım. Hiçbir rüşvetçiyi, yolsuzluk yapanı devlet kadroları içinde barındırmayacağım. Onların uçaklarına binenleri, paralarını alanları devletin kadrolarında barındırmayacağım. Harcadığımız her kuruşun hesabını milletimize vereceğiz. Size hesap vermek benim namus borcum olacaktır.
“YURT SORUNUNU ÇÖZECEĞİM”
Söz veriyorum. 84 milyonu Londra’daki tefecilere mahkum ettiler. Vergilerin büyük kısmı oraya gönderiliyor. Üreten, alın teri döken, bu memleket için çalışan herkesin hakkını, hukukunu koruyacağım. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet etmekten kurtaracağım. Söz veriyorum, bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Yoksulluğu tarihe gömeceğim, bu ülkede yoksulluk olmayacak. Milyonlarca gencimiz işsizken, 4 yerden 5 yerden 6 yerden maaş alan düzeni bitireceğim. Hakça bir düzen gelecek. Gençlerimiz, KPSS’den 80-85-90 puan alıyorlar. Sözlüye gelince torpilleri yok eleniyorlar. Bu düzeni değiştirmek Kemal kardeşinizin boynunun borcudur. 20 yıldır iktidardalar yurt sorununu çözemediler. 1 yıl içinde Türkiye’deki yurt sorununu çözeceğim.
Atama bekleyen öğretmenler, engelliler, EYT’liler, sağlık çalışanları hiç meraklanmayım. Bu kardeşiniz kendisini halka vakfetmesini bilen bir kardeşinizdir. Parayla pulla, saraylarla bizim işimiz yok. Bizim işimiz vatandaşın mutfağıyla. Bunu beraber yapacağız ve bütün dünya bunu görecek.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ TEKRAR YÜRÜRLÜĞE KOYACAĞIZ”
Kadına yönelik şiddet 21. yüzyılda olur mu? Her gün kadın cinayetleriyle karşılaşıyoruz. Cinayet işliyor, hapse giriyor, takım elbise, hakime saygılı… İyi halden az ceza veriliyor. Bütün kadın kardeşlerime sesleniyorum bu düzeni değiştireceğiz. İstanbul Sözleşmesini bir hafta için tekrar yürürlüğe koyacağız.
Merkez Türkiye projemizi büyütüyoruz. Yakında kamuoyu ile paylaşacağız. Samandağ’dan başlayıp Mersin’e kadar bu güzel hilali bütün Akdeniz’in en güçlü ekonomik bölgesi haline getireceğiz. İşsizlik kesinlikle olmayacak, yatırımlara boğulacak bu bölge. Göreceksiniz, Akdeniz üzerinde yükselen Mersin’i bütün dünyaya tanıtacağız. Burayı bir üretim üssü haline getireceğiz.
“BİZLER ALIN TERİNDEN YANAYIZ”
Herkesin şunu bilmesini isterim. Dönem kavga, çekişme dönemi değil. Birleşme, beraber olma dönemidir. Sorun memleket, vatan, bayrak, millet sorunudur. Beraber olmak, birlikte olmak zorundayız. Biz sosyal demokratız. Bizler Atatürkçüyüz, bağımsızlık savaşının ne olduğunu biliriz. Bizler emekten, alın terinden yanayız. Hiç kimsenin inancını, yaşam tarzını, kimliğini siyasete malzeme etmeyiz.”