Kaan Murat Yanık ile tanışmam sanırım altı yedi yıla dayanıyor. İlk olarak Uzakların Şarkısı romanıyla kendisine hayran kaldım. Daha sonra Dünyasızlar, ve son yazdığı Sular Üstünde Gökler Altında romanını okudum. Butimar’dan da elbette haberdardım ama okumaya bir türlü fırsat bulamadım.
Geçtiğimiz haftalarda diğer okumalarımı bitirdikten sonra Butimar’ı okumaya karar verdim. Romanı bitirip, kapağını kapattıktan sonra keşke daha önce okusaydım diye de hayıflandım. 2015’te yayınlanan Butimar, ESKADER (Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği) tarafından yılın en iyi roman ödülüne değer görüldü.
Bir yazara verilen ödül onun gerçek değerini belerler mi sorusu tam da burada karşıma çıkıyor. Ne kadar ödül varsa Kaan Murat Yanık hakkediyor. Kendisiyle aynı yaşta olmama rağmen; içten içe de kıskanıyorum.
Keşke ben de böyle yazsam.
Butimar Pers mitolojisinde bir kuşun adı ama aynı zamanda romanın ana karakterlerinden olan Yusuf’un sevdiği kızın adı.
Butimar’ın güzelliği dillere destandır.
Kliniğinde hastalarına bakan bir psikiyatrın hastalarından birinin sayesinde kendisine verilen bir mektupla başlıyor macera. Kaan Murat, Kolombiyalı 1982’de Nobel Edebiyat Ödülü kazanan Gabriel Garcia Marguez’ın metinlerinden oldukça etkilenmişe benziyor. Marguez’ın külliyatını bitiren biri olarak; Butimar’da bu etkilenmeleri çokça gördüm.
Sayfa: 360
“NENEMİN BANA ANLATTIĞI MASALLARDAN ETKİLENDİM”
Marguez, Anlatmak İçin Yaşamak adlı anı-yaşam kitabında nenesinden dinlediği masalları kendi edebiyatı üzerinde büyük etki yaratığını yazdı. Kaan Murat da verdiği bir söyleşide şöyle diyecekti; “Küçükken nenemin bana anlattığı, Hint, Pers, Türk masalları yazı hayatımın beslendiği ana etkenlerdendir.”
Kaan Murat roman ve masalı bir arada okurlarına sunuyor. Kitabı okuduğunuzda büyülü gerçekçiliği göreceksiniz. Tıpkı Marguez’de olduğu gibi. Kaan Murat sevenlerini gerçek dünyadan alıp, masalsı bir dünyanın dehlizlerinde gezdiriyor.
Bir taraftan Ermenilerin ve Rusların Türklere yaptığı katliamlar, insanları zorunlu göçe zorlamaları bir taraftan da Yusuf’un yüreğini kasıp kavuran aşk illeti. Butimar’ı bulmak için yollara düşen Yusuf, türlü zorluklarla karşılaşacaktır en yakın arkadaşı, sırdaşı, dostu Behzad ile…
Yazar Kaan Murat Yanık
Aşk kavuşamamaktır…
Kitabın tanıtım metninde şöyle anlatılıyor Butimar;
Butimar’ı okumaya başladığınızda, şehrin gürültüsüyle irkilip uyanan roman kahramanıyla beraber siz de önce bir uykudan uyanır gibi gözlerinizi bugüne açıyor, ardından yüz yıl öncesinde geçen bir aşk hikâyesini dinlemek için yeniden uykuya dalıyorsunuz.
Kaan Murat Yanık, Butimar’da okurunu farklı zaman, mekân ve hikâyeler arasında, rüyalarla kurulmuş gizemli bir yolculuğa çıkarıyor. Günümüzde başlayan bu romanda, rüyalarını tasarlamaya çalışan bir psikiyatr, bir ziyaretçisi sayesinde edindiği mektuplarla geçmişe doğru, esrarengiz bir aşk hikâyesinin peşine düşüyor.
Kaan Murat bize romanın bütün inceliklerini aktarıyor. Aynı zamanda genç yazarlara roman nasıl yazılır dersini de veriyor. Dönemin ruhunu bütün açıklığıyla aktaran Yanık, Türklerin yaşadığı esareti de çarpıcı biçimde anlatıyor.
Yanık, iyi bir anlatıcıdır; dinleyin…
FERMAN DİNLEMEYEN GÖNÜL…
Yusuf’un tek amacı çok sevdiği Butimar’a kavuşmaktır ama Müslümandır. Butimar da Hristiyan dinine mensup olduğu için Butimar’ın babası bu izdivaçça asla razı değildir. Gönül bu; ferman dinler mi?
Yusuf Butimar’ı kaçırmaya karar verir ve karlı bir gecede sevdiği kadını alıp, memleketi Revan’a götürür. Yusuf aynı zamanda bir cinayet işler. Sebebi ise çok zengin olup, sefil hayattan kurtulmaktır.
Anlatmayı burada bitirelim, zira kitabı okumak isteyen okurlar mutlaka olacaktır…
Son söz…
Kaan Murat Yanık’ın edebiyatıyla tanışın.
Bana hak vereceksiniz…