Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, görevden alınan eski Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen’in yeni bir parti kurma hazırlığında olduğunu yazdı. Öztürk’e konuşan Bilgen “Sessiz çoğunluğu anlamaya çalışmamız gerekir. Her şeyi bilen, buyurgan bir dil ve tarzla siyaset yapanlar, başta gençler olmak üzere siyasete mesafeli duran bu kitleyle de iletişim kuramazlar. Bu kitlenin kaygılarını, öfkelerini, beklentilerini anlayamazsak onların ülkemizin geleceğine doğru yerden katkı sunmalarını da sağlayamayız. Bu kitle, elbette farklı aidiyetlere ama bildiğimiz klasik kimlik tariflerine ve kalıplarına sığmayan bir sosyolojiye sahip. Siyaset dilimizi, tarzımızı yeniden yapılandıracağız. Ama alışkanlıklarımız, ezberlerimiz, kolaya kaçma ısrarımız onları anlamaya zahmet etmeden bir hamaset siyasetini önümüze koyuyor” değerlendirmesini yaptı.
“HDP SİYASAL ÇÖZÜMÜN ÖNÜNÜ AÇABİLECEK HAMLEYİ YAPAMIYOR”
Bilgen şu ifadeleri kullandı:
“Bugün HDP, hem iktidar hem muhalefet için siyasetin, siyasal çözümün önünü açabilecek potansiyele sahip ama gerekli hamleyi yapamıyor. Kapatma davası gibi süreçler de sağlıklı ve cesur tartışma yapma olanağını daraltıyor. İçe kapanan ve korumacı refleks ise bu açılımı zorlaştırıyor. HDP kurulduğunda Türkiye’nin bütünlüğü içinde ve silaha yer bırakmayacak demokratikleşme iddiasıyla yola çıkmıştı. 7 Haziran 2015 seçiminde toplum bu çıkışa destek vererek bir kredi açmıştı. Bu kredinin daha cesur ve yeni hamlelerle desteklenmesi için hepimizin risk alması gerekir. Türkiye toplumunun güvenlik hassasiyeti, bölünme korkusu ve çatışmalı süreçten kaynaklı tepkisini anlayan bir dil kurma ve toplumsal güven inşa etme sorumluluğu siyasette anahtar rol oynayabilir.”
“HDP ÖNCELİKLE KENDİ TABANI DIŞINDAKİ KİTLELERLE SAĞLIKLI BİR DİYALOG KURMALI”
HDP’nin yapması gereken öncelikle kendi tabanı dışındaki kitlelerle sağlıklı bir diyalog kurmayı öncelemelidir. HDP’nin dışlanmasına karşı tek demokratik mekanizma toplumsal öznelerdir. Partiler arasındaki rekabet bunu zorlaştırabilir. Ama toplumsal hassasiyetler üzerine bir dil inşa edilebilirse; ülkeyi kim yönetirse yönetsin HDP’nin normalleşme sürecine katkı yapmasının önü açılır. Bugün sadece iktidar bloğunun değil Millet İttifakı’nın da; HDP ile açık bir pozisyon tarifi yapamıyor olması elbette sadece faturası HDP’ye kesilecek bir durum olmamakla birlikte, bunun çaresini arama ve bulma sorumluluğu doğal olarak HDP’nin omzundaki en önemli yüktür.”
“YENİ PARTİ SEÇİMLERE YETİŞEBİLİR”
Bilgen geçtiğimiz günlerde BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamada seçimin zamanında yapılması durumunda kurulacak partinin buna yetişebileceğini de söylemişti. Bilgen, çalışmada kimlerin yer aldığına ilişkin soruya ise şöyle yanıt vermişti.
“İzninizle bunu şu anda paylaşmam nezaket açısından uygun değil. Öyle bir aşamadayız ama bunu çok uzatmadan, önümüzdeki ay içerisinde artık, bir platform gibi mi başlayacağız yoksa bir siyasi hareket gibi mi kendimizi deklare edeceğiz, bunu netleştirdikten sonra zaten isimleri de paylaşmış olacağız. Şu kadarını söyleyeyim ki; siyasette geçmişte deneyimi olan ama kamuoyunda yıpranmamış, aleyhinde negatif algı olmayan ve birlikte uyumlu alışabilecek, farklı geçmişi ve farklı siyasi aidiyeti olan insanlar zaten çok fazla yok ne yazık ki. Toplumun ekseriyetinde de şöhretler kadrosu beklentisi yok. Sessiz çoğunluğun kendisini özne yapmak istiyoruz, kurtarıcı siyasetçileri önlerine koymak niyetinde değiliz, bu tarzı sorunlu görüyoruz. Yerel özneler çıksın istiyoruz, geçmişte akademide, sivil toplumda, medyada çalışmış isimler kendileri katılsın. Ünlü siyasetçiler gelsin bizi kurtarsın tarzına zaten bu kesim tepkili, buna tepkileri olduğu için yeni kurulan partilere de katılmıyorlar.”