CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün akşam saatlerinde bir dizi ziyaret için Şanlıurfa’ya gitti. Kılıçdaroğlu bir araya geldiği Muhtarlar, STK ve Meslek Odaları Temsilcileri Buluşması’nda bir konuşma gerçekleştirdi.
“DERDİNİZİ DİNLEMEDİK”
Şanlıurfalılara seslenen Kılıçdaroğlu yaşanan sorunlara ilişkin çözümlerini anlattı. Kılıçdaroğlu, Şanlıurfa’nın 13 milletvekili çıkardığını ve CHP’nin de bir vekili bulunduğunu belirterek, “Şanlıurfa’nın 13 milletvekili var. Bize son seçimlerde bir milletvekili verdiniz ama geçmişte Şanlıurfa CHP’nin kalesi olarak görülürdü. Eğer Şanlıurfa’dan 13 milletvekili çıkarken biz bir milletvekili çıkartıyorsak bu ayıp bize ait. O yüzden aynı zamanda sizinle helalleşmeye de geldim. Gelmedik, sofranıza oturmadık, derdinizi dinlemedik. Ankara’da oturduk nutuklar attık niye bize oy vermiyorsunuz dedik, niye versin ki? Bütün toplumla helalleşeceğiz. Eksiğimizi, hatamızı kabul etmek erdemdir.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
Urfa’da olmaktan son derece mutluyum. Urfa sıradan bir kent, metropol değil. Peygamberler Şehri diyoruz buraya. Bir saygınlığı var. Bu toprakları su ile buluştuğunu düşünün… Bereketin fışkırdığını hepimiz gördük.
Taşı sıksa suyu sıkacak ama işsiz gençlerimiz var. Hoyratlarıyla ünlüdür Şanlıurfa’mız. Bu topraklarda hoyratlar içimize oturan derin acıları anlatır. Milli Kurtuluş Savaşı’ndan olağanüstü bir çaba harcadı Gaziantep ile beraber. ‘Şanlı’ unvanı aldı. Balıklı gölümüz var. Ben de sabahleyin niyetimi tutarak balıklara yem atma imkanım oldu. Kültürüyle de yemekleriyle de Türkiye’nin güzel kentlerinden birisidir.
Genç bir nüfusu var Şanlıurfa’nın. Her ülke gençleri kendi geleceğinin güvencesi olarak görür. Onlara kızmamamız lazım. Gençleri daha anlayışla karşılamamız lazım, taleplerine kulak kabartmamız lazım. Burası aynı zamanda bereketli topraklarıyla tarımın, ziraatin de başkentidir.
Türkiye’deki pamuğun yüzde 32’sini tek başına, fındığın yüzde 42’sini, isotun yüzde 40’ini tek başına Şanlıurfa üretir. Çok ama çok değerli bir mekandayız. Organik pamukta da Türkiye birincisi aynı zamanda.
Çiftçiye soralım derdiniz var mı diye. Her birisi dertli. Şanlıurfalı kardeşlerim unutmasınlar tarım stratejik sektördür. Günde 3 sefer yemek yemek, evlatlarınızın karnını doyurmak zorundasınız. Beslenmek zorundayız hepimiz. Tarım, bütün dünyada stratejiktir.
Sadece toprakla ilgili değil. 350 bin büyükbaş, 2.5 milyon küçükbaş hayvan, 600 binde kanatlı hayvan besliyor bu topraklar. Dolayısıyla Şanlıurfa tek başına kendisi için değil, Türkiye içinde çok büyük bir kenttir. Ayrıca İpek Yolu üzerinde. Emin olun iyi bir politika ile bütün Orta Doğu’nun en önemli merkezi haline gelebilir. Böyle bir avantajı her zaman vardır. Olması da gerekir.
“ÇİFTÇİ ELEKTRİK FATURALARINI ÖDEYEMİYOR”
2.5 milyon taşlı toprak var sulanmayan. Çiftçinin en büyük sorunlarından biri elektrik. Ödeyemiyor faturaları. Benim Şanlıurfa’ya bir sözüm olsun. Yerel yönetimler geldiğinde bize Şanlıurfa’nın büyükşehir belediye başkanlığını verin elektriği bütün çiftçilere bedava vereceğiz. Sadece bedava vermeyeceğiz aynı zamanda elektrikten de kazanacak. 2.5 milyonluk taşlı araziyi güneş tarlaları ile donatacağız.
Kanal İstanbul mu çok önemli yoksa burada güneş tarlaları kurup tarımı yerden alıp Orta Doğu’nun merkezi haline getirmek mi güzeldir? Milyonlarca kişinin iş bulduğu bir ortam mı güzeldir yoksa bütün parayı bir kanala harcamak mı güzeldir? Güneş tarlaları, enerji ne demek biliyor musunuz?
Nükleer enerji kuruluyor Mersin Akkuyu’da. Sanayicilerimiz elektriği KDV hariç 13.5 sente alacak. Bir de garanti vermişler, almasan da ödeyeceksin diyorlar. Türkiye’nin yeni bir yol haritasına ihtiyacı var. Kavgadan uzak, devleti bilen ve tanıyan, sosyal devletin ne olduğunu bilen, üretimin ne kadar değerli olduğunu bilen, üreten bir ülkenin dünyada saygınlığı olduğunu bilen bir yönetim anlayışına ihtiyacımız var. Bizim ‘dış güçler’ diye şikayet etmeye hakkımız yok. Kardeşim sen önce kendine bak. Kendin dik olacaksın, kendin üreteceksin. Her ülke bir başka ülkeyi sömürmek isteyebilir ama sen üretirsen, kazanırsan güçlü olursun. Kimsenin önünde diz çökmezsin, yalvarmazsın. Ekonomin güçlüyse korkmayacaksın. Ekonomi güçsüzse sorunumuz var. Bizim ekonomimiz neden güçsüz diye soracağız o zaman. Eksiğimiz iyi politikacı yok.
Siyaset köşeyi dönme, cebi doldurma aracı değildir. Siyaset, kişiyi kendini ülkesine, vatandaşına vakfetmesi demektir. İyi siyasetçiyi yetiştirecek, onların önünü açacak olanlar da sizlersiniz.
Eleştiriden çok ne yapmamız gerektiğini anlatmak isterim. Türkiye’de tarım konusunda ne yapmamız lazım? Havza bazlı plan yapmadan tarımı ayağa kaldıramazsınız. Maliyet belli mi her birisinin maliyetini bulursunuz. Üstüne makul bir kar koyarsınız. Eşittir taban fiyat olur. Çiftçi ektiği ürünün bir yıl sonra ne kadar olacağını bilir. Devlet, alınmadığı zaman ben alacağım çiftçiyi zarar ettirmeyeceğim diyecek.
Planlama, planlama, planlama. Ekonomi biliminin özü şudur. İnsanların ihtiyaçları sınırsızdır ama kaynaklar sınırlıdır. Ekonomi bilimi, sınırlı kaynaklar ile sınırsız ihtiyaçları dengelemeye çalışır. Ekonomi biliminin mantığı budur. Şanlıurfalı kardeşlerime sorayım. Bunu eskiden Devlet Planlama Teşkilatı yapardı şimdi bu kurumu kapandı. Rahmetli Özal bu kurumdan yetişmişti. TARSİM var. Çiftçi dostu değil, onu çiftçi dostu yapacaksın.
MEVSİMLİK İŞÇİLİLİK SORUNU
Şanlıurfa’nın temel sorunlarından biri de mevsimlik işçiliktir. Her yere giderler. Gidenler nerede kalıyorlar? İnsani koşullarda mı çalışıyorlar acaba? Bu yeni bir olay değil. Nasıl olur da mevsimlik tarım işçilerine kalacakları bir yer sağlayamıyoruz? Görmüyoruz insanı. Bu konuda Mersin Büyükşehir Belediyemize söyledim önemli bir adım attı. Konteynerlar yaptı. Çocuklarının eğitimi için öğretmen… Çocuklar eğitimsiz kalmasın. Gidilen yerler zaten belli, kalınan yerler de belli.
Çiftçiye borç veriyorlar, dünyanın da faizini yüklüyorlar. Pandemi döneminde esnaf ve çiftçi büyük sıkıntılar çekti. Bir çiftçi borcunu ödeyemedi diye hapse atılır mı? Traktörüne haciz uygulanır mı? Borcunu nasıl ödeyecek bu adam? Bunların tamamına son vereceğiz. Sosyal devleti yeniden ayağa kaldıracağız. Çiftçilerin ve esnafın aldıkları kredilerin faizlerini ilk bir haftada sıfırlayacağız. Faizi indirdik diyorlar. Çiftçinin faizi indi mi? Kredi kartı kullanan vatandaşın faizi indi mi? Merkez Bankası’nın bankalara açtığı kredinin faizi inmiş.. Çiftçi, esnaf yararlanmadı ki. Faiz konusunda ciddi bir mücadele yapacaksan Londra’daki tefecilerden borç para almayacaksın, kendi vatandaşından Türk Lirası ile borçlanacaksın. Biz kendi enflasyonumuza birde Avrupa Birliği’nin ve ABD’nin enflasyonunu sırtımıza aldık. Buna itiraz edelim diyelim Londra mahkemeleri yetkili. Allah’ın izniyle bunların tamamını tereyağından kıl çeker gibi çekeceğim ve kurtaracağım Türkiye’yi. 84 milyonu Londra’daki bir avuç tefeciye mahkum etmek bize yakışmaz.
Çiftçiye mazot vereceksin güzel. Yata, gemiye kaçtan veriyorsan çiftçiye de o fiyattan vereceksin. Esnaflar kendilerini sahipsiz hissediyor çünkü derdini anlatacak bir makam bulamıyor. Yapılması gereken Esnaf Bakanlığı’nın kurulmasıdır. Benim çözümlerim aklınıza yatıyorsa sandığa gidince elinizi vicdanınıza koyup öyle oy kullanacaksınız.
11 ayda dolar 5 lira 20 kuruş arttı. Bunun getirdiği yük 2 trilyon lira. 2022’de şu anda Mecliste görülen bütçede devlet ne kadar vergi toplayacak? 1 trilyon 258 milyar lira. 11 ayda doların yükselmesinin bu memlekete getirdiği fatura 2 trilyon lira. Nasıl ödeyeceğiz? Önümüze daha ciddi yükler gelecek.
SOSYAL YARDIMLARIN KESİLMESİNDEN KORKMAYIN
Kararsız kardeşlerime seslenmek isterim. Şu genelde söylenir, ‘CHP gelirse sakın oy vermeyin bütün sosyal yardımları keserler’ derler. Hiç öyle bir şey aklımızdan geçmez. Bizim bütün belediyelerimiz bu yardımları iki katına çıkarttılar. Beş maske dağıtamadılar, ihtiyaç duyan her eve maskesi, yiyeceği yardımı götürüldü. ‘CHP gelirse yardım alan engellilerin yardımı kesilecek’ diyorlar. Neden kesilsin, akıl var mantık var… Engelliye yardım edeceğiz ve onlara iş imkanı sağlayacağız. ‘Çocuk parası kesilecek’ diyorlar. Hiçbiri kesilmeyecek tam tersi Aile Destekleri Sigortası getireceğiz. Bu topraklarda hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir düzeni kuracağız.
Şanlıurfa’nın 13 milletvekili var. Bize son seçimlerde bir milletvekili verdiniz ama geçmişte Şanlıurfa CHP’nin kalesi olarak görülürdü. Eğer Şanlıurfa’dan 13 milletvekili çıkarken biz bir milletvekili çıkartıyorsak bu ayıp bize ait. O yüzden aynı zamanda sizinle helalleşmeye de geldim. Gelmedik, sofranıza oturmadık, derdinizi dinlemedik. Ankara’da oturduk nutuklar attık niye bize oy vermiyorsunuz dedik, niye versin ki? Bütün toplumla helalleşeceğiz. Eksiğimizi, hatamızı kabul etmek erdemdir.
EMİNE ŞENYAŞAR’I ANLATTI
Eşini ve iki çocuğunu kaybeden anneye ziyarete gittim. Kadıncağız Türkçe bilmiyor. İkinci görüşmem bu benim. O anne hiçbir şey istemiyor ‘adalet’ istiyor. Elinde bir kağıt var üstünde adalet yazıyor. Adaletin yanında durmak kadar, savunmak kadar değerli bir şey yoktur. Devletin dini adalettir demiş Hz. Ali. Devlet, ahlakla, erdemle yönetilir. Biz adaleti unuttuk.
Muhtarlar aramızda. Muhtarları demokrasinin temel taşı olarak görüyorum. Muhtarlık Kanunu çıkaracağız. Sizin ödenek aldığınızı, izin aldığınızda kesildiğini biliyorum. Belediyelerle işbirliği yapamadığınızı da biliyorum. Sorunlarınızı çözeceğiz.