İstanbul’da yaşayan 46 yaşındaki Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Ömer Aşkıner, 8-10 yıl önce başlayarak hafif belirtiler gösteren geçirgen bağırsak sendromunun asıl etkilerini 2 sene önce hissetmeye başladı. Başlarda, yediği yiyeceklerin alerjik reaksiyona neden olduğunu düşünen genç hekim, bu yiyeceklerden de uzaklaşınca neredeyse hiçbir şey yememeye başladı.
Kendisine önce kuruyemişlerin alerji yaptığını ardından her yemeğin dokunmaya başladığını belirten Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Ömer Aşkıner, “Kollarımda ve bacaklarımda kaşıntı oluyordu, kaşınmaktan kollarım yara olmuştu. Doktor arkadaşım sadece kabak, kereviz, havuç gibi yiyecekleri yiyebileceğimi söyledi ve sadece haşlamasını yiyebiliyordum” dedi.
“80 KİLODAN 60 KİLOYA DÜŞTÜM”
Maksimum tüketebildiği 5-6 sebze olduğunu söyleyen Op. Dr. Aşkıner, “80 kilodan 60 kiloya düştüm. En son aynı ameliyathanede Murat Bey beni gördü. ‘Nedir sorunun?’ diye sordu. Ben de derdimi anlattım, flora transferi yaptırmayı planlıyorum diye konuştuk. Murat Hoca yapabileceğini söyledi ve süreç öyle başladı. Kardeşimden bana flora transferi yapıldı” diye konuştu.
“2 YIL SEFER TASIMI YANIMDA TAŞIDIM”
Hastalarının kendisine ‘hasta mısınız hocam?’ diye sorduğunu belirten Aşkıner, “2 yıllık süreçte sürekli sefer tasımı yanımda taşıdım çünkü sadece kabak haşlamasını hiçbir yerde bulamıyordum. Sürekli yanımda 3 çeşit yemek taşıyordum” dedi.
Flora nakli olduktan sonra normale döneceğinin söylendiğini belirten genç hekim, “İlk dönem yemek yemekten çok çekindim. Murat Hocamın cesaretlenmesiyle de normal yiyip içmeye başladım. Ekmek yiyemiyordum, çay içemiyordum. Farklı çeşit sebzeler denedim. Deneyerek 1-2 ay içinde her şeyi yer içer hale geldim. 1-2 aylık süreç içerisinde tedaviden sonra normal kiloma döndüm. Şu an 77 kilodayım” ifadelerini kullandı.
BESLENME BOZUKLUKLARI FLORAYI BOZUYOR
Ameliyathanede karşılaştığı meslektaşını yeniden sağlığına kavuşturan Medicana Bahçelievler Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Murat Kanlıöz, florayı bozan durumlar hakkında bilgi verdi.
Kanlıöz, “Flora, vücudumuzun her yerinde değişik yapılarda ve formasyonda bizimle barışık yaşayan mikroorganizmalardır. Biz onların konakçısı konumunda oluyoruz. Florayı bozan en önemli hallerden bir tanesi beslenme bozuklukları. Orijinal gıdaların dışında gıdaları almak, formasyonu değişmiş tarım ürünleri, buğday, arpa, yulaf, mısır gibi formasyonu değişmiş süt ve süt ürünlerinin tüketilmesi, formasyonu değiştirilmiş kuruyemişlerden özellikle fıstık, eski orijinal formunda değiller. Genetik yapılarıyla oynanarak veya birtakım işlemlere tabi tutularak orijinal yapısı bozuluyor. Orijinal molekülle aynı yapıda olmadığı için vücut bunlara alerjik reaksiyon gösteriyor. Flora bozulmasında, hiper geçirgenlik sendromundaki temel olay burada başlıyor. Hiper geçirgenlik sendromu bir oto immun hastalık durumunda değerlendirilmelidir. Çoğunlukla bir gıdayla başlayıp daha sonra birçok gıdaya aynı türden alerjik reaksiyonlar oluyor. Gıdayı aldıktan bir süre sonra hazımsızlık, ishal, karın ağrısı, vücutta alerjik döküntüler gibi bulgularla ortaya çıkıyor” diye konuştu.