Resmi Gazete’de yer alan karara göre, bir tüketicinin, e-ticaret sitesi üzerinden sipariş verdiği truf paketinden sigara izmariti çıktı. Tüketicinin şikayeti üzerine Hakem Heyeti, e-ticaret firmasını sorumlu tuttu ve tüketiciye bedel ödenmesine hükmetti.
MAHKEME, TÜKETİCİ HEYETİNİN KARARINI YERİNDE BULDU
Bunun üzerine mahkemeye başvuran e-ticaret firması, uyuşmazlığa konu ürünün satıcısının kendileri olmadığını belirterek, ürünün bedelinin iadesine hükmeden Esenler Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığının kararının iptalini talep etti.
Davaya bakan mahkeme, içinden sigara izmariti çıkan truf paketinden dolayı e-ticaret firmasının sorumlu olduğunu, tüketicinin e-ticaret firmasının ismine duyduğu güvenle söz konusu hizmeti almaya çalıştığı gözetilerek, hakem heyeti kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verdi.
ADALET BAKANLIĞI, KARARIN BOZULMASINI TALEP ETTİ
Mahkeme kararında, ayıplı malın bedelinin tedarikçi firmaya rücu işleminin firmaların iç meselesi olduğu ifade edildi.
E-ticaret firması avukatının başvurusu üzerine konuyu inceleyen Adalet Bakanlığı, yerel mahkemenin davanın reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kanun yararına bozulmasını talep etti.
YARGITAY KARARI BOZDU
Uyuşmazlığa bakan Yargıtay kararında, internet ağı üzerinden elektronik ticarete imkan sağlayan şirketin aracı hizmet sağlayıcısı konumunda bulunduğunun, taraflar arasında mesafeli satış sözleşmesi ön bilgilendirme formuna göre satıcı tarafın pastane olduğunun belirlendiği belirtildi. Bu durumda aracı hizmet sağlayıcının hizmet sunduğu elektronik ortamı kullanan gerçek ve tüzel kişilerce sağlanan içeriği kontrol etmek, bu içerik ve içeriğe konu mal veya hizmetle ilgili hukuka aykırı bir faaliyetin ya da durumun söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü bulunmadığının anlaşıldığı kaydedildi.
Kararda, “Hal böyle olunca, mahkemece, aracı hizmet sağlayıcı olan davacı e-ticaret firmasının, malın ayıplı olmasından kaynaklı sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek davanın kabulüne dair hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine, karar verilmiş olması doğru görülmediğinden, Adalet Bakanlığı’nın bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekir.” ifadesine yer verildi.
Yargıtay, Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına bozulmasına, gereği yapılmak üzere bozma kararının bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığı’na gönderilmesine oy birliğiyle karar verdi.