36 milyon dolarlık kaldırım taşı dolandırıcılığı ile ilgili davada 5 sanık tahliye edildi

Çin’e bakır yerine kaldırım taşı göndererek 36 milyon dolarlık vurgun yaptığı iddia edilen dolandırıcılık şebekesi yöneticisi ve üyesi 16 sanığın yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, 8 tutuklu ve 8 tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşmaya tarafların avukatları da katıldı.

BANA KUMPAS KURULDU

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Soner Çokyiğit, birçok ülkeye bakır hammadde verdiğini, herhangi bir şirkete zarar verecek bir eylemde bulunmadığını söyleyerek, “Müşteki şirketle yıllardır ticaret yapmaktayım. Ben alışverişlerde aracılık yapıyordum. Benim yüklemelerin sadece başlangıcından haberim oluyordu. Daha sonra firma beni aradığında içinden taşa benzer bir şey çıktığı söylendi. Konteyner mühürlerini değiştirmedim. Aslı astarı olmayan şeylerle suçlanıyorum. Bakır külçelerin konteynere yüklenmesi sırasında sahada yoktum. Ben sadece aracılık yaptım, bana kumpas kuruldu. Beraatımı ve tahliyemi istiyorum” dedi.

36 milyon dolarlık kaldırım taşı dolandırıcılığı ile ilgili davada 5 sanık tahliye edildi

“YÜKLEME ESNASINDA ORADA DEĞİLDİM”

Tutuklu sanık Hasan Kayacıköse ise şikayetçi firmayı tanımadığını ve iddianamede geçen şirketin kendisine ait olduğunu ve bakır alışveriş işlemleri yaptığını söyleyerek, “Şikayetçi şirketle anlaşmam Soner Çokyiğit aracılığı ile başladı. Soner Bey’in Avrupa’ya bakır sattığını bildiğim için bu durumu onunla paylaştım. Anlaşırsak kar payıyla satmasını söyledim, müşteri bulmasını istedim. 15-20 gün sonra bir firmadan fiyat aldığını söyledi. Anlaşmaya vardık. Anlaşma karşılığında şikayetçi şirkete 8-10 bin ton arası bakır külçe gönderecektim. Karşılığında borsada belirlenen fiyat karşılığını alacaktım. Elimde hazır olan 4-5 bin ton bakır vardı. Geriye kalan bakırı üretecektim. Yükleme esnasında sürekli orada değildim. Yüklemeler bittikten sonra konteynırlar mühürlenirken zaman zaman gördüm” dedi.

“SAHTECİLİK VE DOLANDIRICILIK SUÇLARINI İŞLEMEDİM”

Mahkeme başkanının “Şikayetçi firma, konteynırların içinde kaldırım taşı tespit etmiş” demesi üzerine sanık Kayacıköse, “Bir bilgim yoktur. Ben külçe bakır yükledim. Şikayetçi firma beni Çin’e davet etti, istedikleri gün gideceğimi söyledim. Sonra da bir daha çağırmadılar. Bir örgüt kurmadım, yönetmedim. Sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlemedim. Benim şirketimin yıllık cirosu 400-500 milyon TL’dir. Beraatımı ve tahliyemi istiyorum” şeklinde savunma yaptı. Hakimin “Bakır yüklü konteynırlardan nasıl kaldırım taşı çıkabiliyor?” sorusuna sanık, “Bilgim yok” şeklinde cevap verdi.

36 milyon dolarlık kaldırım taşı dolandırıcılığı ile ilgili davada 5 sanık tahliye edildi

5 KİŞİ TAHLİYE EDİLDİ

Sanıkların savunmasının ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Mahkeme, sanıklar Dursun Çokyiğit, Muammer Karaman, Ufuk Çatalbaş, Ramazan Öner ve Vedat Ulusoy’un tahliyesine karar vererek, 3 sanığın tutukluluk hallerinin devamına hükmetti. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.

İDDİANAMEDEN

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından son yılların en büyük yurt dışı bağlantılı dolandırıcılık operasyonu hakkında hazırlanan iddianamede, merkezi İsviçre’de bulunan şirketle Tekirdağ’da bulunan şirket arasında saf bakır alımına dair yapılan sözleşmeye yer verilmişti. Sözleşme gereği saf bakırların Tekirdağ’dan Çin’in Lianyungang kentine 36 milyon dolar ödeme karşılığında gönderileceği anlatılmıştı. İddianamede firmaya sevkiyatın ulaştığı esnada konteynerlerde saf bakır yerine maddi değeri olmayan kaldırım taşı gönderildiğinin tespit edilmesi üzerine soruşturma başlatıldığı açıklanmıştı. Savcılık, örgüt yöneticisi sanıklar Hasan Kayacıköse ile Soner Çokyiğit’in ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’, ‘nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘zincirleme olarak özel belgede sahtecilik’ suçlarından 33 yıl 3 aya kadar hapis ile cezalandırılmasını talep etmişti. Diğer sanıklar Saime Çokyiğit, Dursun Çokyiğit, Muammer Karaman, Orhan Mollaoğlu, Ferhat Ulusoy, Başak Yeşilbaş, Sinan Çokyiğit, Ufuk Çatalbaş, Tayfun Gıcır, Ramazan Öner ve Vedat Ulusoy’un ‘örgüte üye olma’, ‘nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘zincirleme olarak özel belgede sahtecilik’ suçlarından ayrı ayrı 29 yıl 3 aya kadar hapsi talep edilmişti. Sanıklar Sedat Uzun, Çağrı Koçoğlu ve Bora İbiş hakkında ise ‘örgüte üye olmamakla birlikte yardım etmek’, ‘nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘zincirleme olarak özel belgede sahtecilik’ suçundan aynı oranda hapis cezası talep edilmişti.



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir