Ankaralı Veli Atasoy, Türkiye’nin, Güney Kore’ye destek veren Birleşmiş Milletler (BM) gücü olarak katıldığı 1950’deki Kore Savaşı’nda, sıhhiye onbaşı olarak görev yaptı. Savaşta BM ordusunun askerleri, Kuzey Kore ve destekçisi Çin kuvvetlerinin esiri oldu.
UYGULADIĞI TEDAVİLER SAYESİNDE HİÇ TÜRK ASKERİ ŞEHİT OLMADI
Esir kamplarında açlık, dondurucu soğuk, bulaşıcı hastalıklar, bit salgını, şiddet ve psikolojik baskılar sonucu Amerikalı esirlerin yüzde 38’i, İngiliz esirlerin ise yüzde 15’i hayatını kaybetti ancak aynı esir kamplarında sıhhiye onbaşı Veli Atasoy’un uyguladığı karantina sistemi, tedaviler, küçük ameliyatlar, diyet, bitten arındırma sayesinde tutsak edilen 244 Türk askerinden biri dahi hayatını kaybetmedi. Atasoy, uyguladığı sağlık hizmetleri sayesinde sadece Türk askerlerin değil Amerikalı ve diğer BM askerinin de hayatını kurtardı. Veli Atasoy, bu nedenle ABD hükümeti tarafından üstün hizmet madalyası ile ödüllendirildi.
TAHLİYE TEBLİGATI GÖNDERİLMİŞTİ
Veli Atasoy, savaş dönüşü Ankara’nın Mamak ilçesi Şirintepe Mahallesi’nde kendi elleriyle yaptığı gecekonduda yaşamaya başladı. Veli ve Şöhret Atasoy çiftinin tek katlı evinin, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 4 bin 500 konutluk ‘Yeni Mamak Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi’ kapsamında yıkılmasına karar verildi. Ankara Büyükşehir Belediyesi, Veli Atasoy’a ekim ayının son haftasında evini 15 gün içinde tahliye etmesi için tebligat gönderdi.
“ÖLÜNCEYE KADAR EVİMDE KALMAK İSTİYORUM” DEMİŞTİ
Kendi elleriyle yaptığı evinin yıkılacak olması nedeniyle çok üzülen Veli Atasoy, 1 hafta önce son röportajını DHA’ya verdi. Atasoy, evinden çıkmak istemediğini söyleyerek, 1950 senesinde Kore’ye gittim, Kore Savaşı’na katıldım. 3 sene esir kaldım. Türkiye’ye dönünce köyüme geldim. Köyümde beni besleyecek arazi yok, iş yok, güç yok. Hamal olarak çalıştım. 5 çocuğu büyüttüm. Üniversiteden mezun oldular. O dönemde muhtara para yatırdım, burası bomboş dağın başıydı. Kendi imkanlarımla ev yaptım. Kimseden bir yardım almadım. 61 yıldır bu evde yaşıyoruz. Buradan ölüm bile çıkmasın. Bu evi kurdum kimseden yardım almadım. Ölünceye kadar evimde kalmak istiyorum. Ben Türkiye Cumhuriyeti’ne şeref madalyası getirdim. Bana tapulu bir ev verirlerse çıkarım. Yoksa kesinlikle buradan bir yere gitmem demişti.
KALP KRİZİNDEN ÖLDÜ
Veli Atasoy, bu röportajından 1 hafta sonra, bu sabah çıkmak istemediği gecekonduda hayatını kaybetti. Yüksek tansiyon ve diyabet rahatsızlıkları bulunan gazi Atasoy’un kalp krizi geçirdiği belirtildi. Atasoy’un ölümü, yakınlarını ve komşularını üzüntüye boğdu. Eşinin ölümünden sonra yalnız kalan Şöhret Atasoy (89), Veli Atasoy’un sabaha karşı lavaboya gitmek için yataktan kalktıktan sonra geri dönmediğini söyledi. Atasoy, Lavaboya gidip baktım, kafa üstü düşmüş. Hemen kucakladım ‘Veli bey ne oldu sana’ dedim. Hiç ses vermedi. Öldüğünü anladık. Ben onun her şeyini yapıyordum. Çok üzdü beni. Keşke hemen beni de yanına götürse. Buralara çok emek verdi. Buranın yıkılmasını istemiyordu dedi.
“SON ARZUSU GERÇEKLEŞMİŞ OLDU”
Veli Atasoy’un en büyük torunu Emrah Özyürek, “Ben eve geldiğimde maalesef vefat ettiğini gördüm. Dedemin son arzusu gerçekleşmiş odu. ‘Eviniz yıkılacak’ diye bir yazı gelmişti. O da bu yazıya çok üzülmüştü. Birkaç gün yemek bile yemedi. Buralara çok ciddi emekler vermişti. Belediye ekipleri bizle irtibata geçti, yıkılmaması adına değil ama kendisine bir ev verilebilmesi adına çalışmalara başladılar. Ekiplerle 2 gün önce görüşmüştük; ancak henüz bir gelişme yok. Verilen bir söz var ve bunun yerine getirilmesini istiyoruz. Dedem vefat ettiği için bu sözün sonlandırılmaması lazım. Ancak belediye yetkilileri ne düşünür onu bilmiyoruz” diye konuştu.
KAHRAMANLIĞI KİTAP VE BELGESEL OLMUŞTU
ABD’de Indiana Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nde yüksek lisans ve doktorasını yaparak, aynı üniversitede çeşitli dersler veren Dr. Aynur Ece Onur, Veli Atasoy’un savaştaki başarı öyküsünü kitaplaştırıp, belgesel olmasını sağlamıştı. Onur, Amerikan Milli Arşivi, İngiliz arşivi ve Türk Genelkurmayı arşivlerinden derlediği belgelerin yanında savaşta esir düşen hayattaki gazilerle görüşerek ‘Ben Türk’ isimli kitabı yazmıştı.
Dr. Aynur Ece Onur, Veli Atasoy’un ölüm haberiyle büyük üzüntü yaşadı. Onur, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden evini 15 gün içerisinde boşaltması gerektiğine dair bir tebligat geldikten sonra Veli Atasoy’un sağlık durumu hızlı bir şekilde kötüledi. Diyabet hastası olan Atasoy’un şekeri stres nedeniyle 500’den aşağıya düşmüyordu. Telefonla görüştüğümüzde sık sık ‘Çok daralıyorum kızım,’ diyordu. İştahı kesilmişti. Son birkaç gün hiç yemek yememiş. ‘Evimde ölmek istiyorum,’ diyordu. Öyle de oldu. Evinin tapusunu alabilseydi belki de bu kahraman Türk’ün hayat hikayesi farklı bir şekilde son bulabilirdi dedi.