Konya’nın ev sahipliğinde düzenlenen 5. İslami Dayanışma Oyunları’nda altın madalya kazanarak bir ilki başaran A Milli Kadın Hentbol Takımımızın önemli isimlerinden Yasemin Şahin duygularını MİLLİYET’e anlattı.
– 2017 İslami Dayanışma Oyunları’nın ardından bu kez madalya altın oldu. Öncelikle duygularını alabilir miyiz?
“2017‘deki rövanşı aldığımız için çok mutluyum. Türkiye’de kendi seyircimizin önünde Gençlik ve Spor Bakanımız Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun takdimi ile madalya almak, sonrasında tribünü dolduran taraftarlarımızla birlikte marşımızı okumaktan onur ve gurur duydum. Hentbol tarihindeki ilk altın madalyaya sahip olduk. Yıllar geçse bile adımızın hentbol tarihinde her zaman var olacak olması benim için muhteşem bir mutluluk.”
– Peki organizasyonun Konya’da olması ve taraftar desteğini arkanıza almanız sizin için itici bir güç oldu mu?
“Taraftar desteği her maçta bizim daha fazla motive olmamızı sağlıyor. En çok da final maçlarında. Hep bir ağızdan ‘Türkiye, Türkiye’ diye bağıran seyircilerle beraber tabii ki daha da güçlü hissettik, galibiyete inancımız daha da arttı. Skor olarak geride olduğumuzda onların tribünde olan varlığı ve bize olan inancı bizi zafere sürükledi. Onlar bize inandıkça, biz kendimize daha çok inandık.”
“Hayalini kurduk”
– Sen de iyi bir organizasyon geçirdin. Mağlup olmadan madalyaya uzanmanın hikayesini anlatabilir misin bizlere?
“Oyunlar köyünde bizi motive eden birçok unsur vardı. Her gün farklı branşlarda alınan madalyalardan sonra köyde tek yürek olarak sevinmek bizi madalya alacağımız günün hayalini kurmaya itti. Zaten ekip olarak harika antrenörlere, her şeyi çözmeye çalışan bir menajere ve masöre sahipken, bizim bir sonraki maça yenilenmiş olarak çıkmamızı sağlayan muhteşem fizyoterapistler eklenince başarı kaçınılmaz oldu.”
“Biz bir olduk”
– Uzun bir Milli Takım kamp dönemi geçirdiniz. Milli takımda takım ruhu oluştu mu? Bunun başarınıza etkisi oldu mu?
“Bu iki turnuvada da antrenörler ve sporcular arasındaki bağ güçlendi. Biz sporcular olarak antrenörlerimiz bizden ne ister, beklentileri nedir, bunu öğrenip buna göre performans sergiledik. Turnuvalarda arka arkaya çok maç yapabildiğimiz için sistemimiz oturdu. Takım olarak birbirimize güvenip, tam anlamıyla ‘bir’ olduk.”
“Yurt dışına gidip bitirmek istiyorum”
– Avrupa’da oynayacak Türk sporcuların sayısı her sezon artıyor. Peki senin de böyle bir hedefin var mı?
“Benim bütün kardeşlerime tavsiyem Avrupa’da oynamaları. Oradaki atmosferi yaşayıp, tecrübe kazanmaları. Ben Beden Eğitimi öğretmenliği de yaptığım için gelen teklifleri genelde erteliyorum. Ama kariyerimin sonuna geldiğimde mutlaka yurt dışında oynayarak kariyerimi noktalamak benim en büyük hayalim ve hedefim.”
“En mutlu anım Konya’daki final”
– Kariyerinde seni en çok mutlu eden ve en çok üzen olaylar nelerdir?
“En çok mutlu olduğum olay tabii ki altın madalya kazanma başarısı gösterdiğimiz 5. İslami Dayanışma Oyunları’nın final maçı. O mücadeleyi unutamam. En çok üzüldüğüm ise, 2009 yılında İtalya’da yapılan Akdeniz Oyunları final maçında 2. uzatmada Fransa’ya yenilip gümüş madalya kazanmamız.”
“Sporseverleri salonlara bekliyoruz”
– Hentbola ilginin artması için neler yapılabilir. Maçların yayınlanması bir adım. Daha fazla izleyici için sporseverlere bir mesajın var mı?
“Tabii ki basın bu noktada en önemli unsur. Sizler sayesinde branşımızı milyonlarla buluşturuyoruz. Maçlarımızın daha çok yayınlanması ve uluslararası müsabakaların daha fazla reklamının yapılması, insanlar için bir farkındalık oluşturacaktır. Toplu sporların hemen hemen hepsinden birer parça içinde bulunduran hentbol, son saniyesine kadar heyecanın zirvede olduğu artistik dokunuşlara sahip seyir zevki yüksek bir branş. Bir haftasonu aktivitesi olarak her yaş grubundan sporseverleri salonlara daha çok bekliyoruz.”
“Her mesaja geri dönüş yapıyorum”
– İyi bir sosyal medya kullanıcısı mısın? Sporseverler ile iletişim kuruyor musun?
“Sosyal medyadaki paylaşımlarımla menajerim ilgilense de gelen mesajlara kendim cevap vermeyi tercih ediyorum. Mutlaka her mesaja geri dönüş yapıyorum. Genelde başarı ve tebrik mesajı olsa da Türkiye’nin her bölgesinden sporseverler ve genç sporcularla iletişim kurup, elimden geldiğince onlara yardımcı olmak beni mutlu ediyor.”
“Hedefimiz ilk Avrupa kupası”
Kariyerine Konyaaltı’nda devam edecek olan Şahin, kulübün Süper Lig’de 3. yılı olduğunu hatırlattı, “Buna rağmen güzel işler başarmış bir kulübe geldim. Hedefimiz ülkemize ilk Avrupa Kupası’nı getirmek” dedi.
– Kariyerine yeni bir macera ekledin. Konyaaltı’nda oynayacak olmak seni heyecanlandırıyor mu?
“Birol Ünsal benim eski kulüp ve aynı zamanda milli takım antrenörüm. Onunla beraber birçok kupa kaldırdım. Daha önceden EHF Cup’ta yarı final ve şimdi de oynayacağımız 3. kupa olan European Cup’ta da final oynatmış bir isim. Şimdi aynı amaç doğrultusunda onunla tekrar çalışacağım için heyecanlıyım. Konyaaltı Belediyesi Spor Kulübü Süper Lig’de 3. yılı olmasına rağmen güzel işler başardı. Belediye Başkanımız Semih Esen’in kadın hentbol takımına desteği sayesinde daha iyi işler başarıp, ülkemize ilk Avrupa Kupası’nı getirmek istiyoruz. Bunun için çok çalışan ve birbirine inanan güzel bir takıma sahibim. Ben de bu kulübün başarısına katkı sağlamak için sabırsızlanıyorum.”
– Peki gençlere hentbolun zorluklarını ve sana neler kattığını anlatabilir misin? Hentbolcu olmak isteyen kız çocuklarına tavsiyelerin neler?
“Annemi bir sözünü hayatım boyunca aklımdan çıkarmadım ve her öğrencime ya da altyapıda yetişen sporcuya aynı tavsiyede bulundum. “Altın bileziğin kolunda olsun, o zaman dağ gibi güçlü olursun.” Hentbol benim altın bileziğim. Çok çalıştım ve hentbol sayesinde üniversite okudum. Öğretmen oldum. Aileme ve kendime bir sürü gurur dolu an yaşattım ve en önemlisi başka ülkelerde bayrağımı gururla temsil ettim. Bütün kız çocukları için şu anda emaneten bu formayı taşıyorum. Zamanı geldiğinde gururla taşıdığım formamı emanet edeceğim yüzlerce Yasemin’in en az benim kadar çok çalışıp daha da başarılı olmasını diliyorum.”
“Kamp yapmayı seviyorum”
– Hentbol dışında ilgi alanların nedir?
“Arkadaşım Cansın ve köpeğimiz Maya ile kamp yapmak, yeni yerler keşfetmek, bisiklete binmek. Yoğunluktan ufacık bir ara bile bulsak Karadeniz, Ege ya da Akdeniz’in bilinmeyen koylarında çadır kurar, kitaplarımızı elimize alıp doğanın, sessizliğin ve sakinliğin tadını çıkarırız. Keşfettiğimiz yerlerdeki yöresel lezzetleri tadar, buralarda farklı insanlarla tanışıp, dostluklar kurarız. Bunların dışında sıkı bir dizi izleyicisiyim. Yabancı, eski dönem dizilerinin hemen hemen hepsini izlemişimdir.”
“Orta oyun kurucu köprü demek”
– Sence saha içinde en zor pozisyon nedir? Orta oyun kurucu olmanın zorlukları neler?
“Hentbolda 7 pozisyon var ve hepsi birbirinden kritik. Her pozisyon birbiriyle bağlantılı. Pivotsuz oyun kurucu, oyun kurucusuz kanat, kalecisiz de takım olmaz. Orta oyun kurucu olmak antrenör ve takım arasında saha içindeki köprü olmak demek. Oyunu başlatma, pozisyon hazırlama, yeri geldiğinde oyunu hızlandırıp, yeri geldiğinde oyunun kontrolünü sağlamak gibi kritik durumlara karar verdiğin için biraz daha oyunun akışını belirleyen bir pozisyon. Sanırım en büyük zorluğu karşı tarafın savunma sisteminin zayıf yönlerini bulup, takıma da buna yönelik oyunları yaptırmak.”
“Federasyonun payı çok büyük”
– Yeni bir federasyonla gelen birçok atılım var. Sence yeni hamlelerin bu gelen başarıda payı ne kadar?
“Başkanımız Uğur Kılıç eski bir hentbolcu ve hentbola sevdalı bir insan. Birçok sponsorluk anlaşmalarını bizzat takip edip, hentbolun 81 ilde bilinen bir spor haline gelebilmesi için büyük mücadeleler veriyor. İlkesi sporcu merkezli ve yüksek iletişimli bir başkan olmak ve bununla birlikte başarıya ulaşmak. Bu durumu gerçekleştirdiği için de başarı geldi. Federasyonun başarıdaki payı çok büyük. İnanıyorum ki zamanla daha güzel şeyleri hep birlikte başaracağız.”