Kayseri’deki Koramaz Vadisi, 14 Nisan 2020’de UNESCO Geçici Miras Listesi’ne eklenerek, ülkenin listedeki kültür varlığı oldu. 12 kilometre uzunluğundaki vadinin taban yüksekliği doğu kenarında bin 500 metre, batı kenarında bin 665 metre. 7 yerleşim alanı ve antik dönemin terk edilmiş yerleşimlerinin bulunduğu Koramaz Vadisi, tarihi, kültürel ve doğal mirasa ev sahipliği yapıyor. Vadide, Bizans, Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait izler bulunuyor. 2 yıl önce Vadi içinde yer alan Vekse Mahallesi’nde yıllardır güvercinlik olarak bilinen bazı yapıların columbarium olduğu ortaya çıktı. Bu yapılar, turizme kazandırılmayı bekliyor.
Columbarium ile ilgili bilgi veren ÇEKÜL Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy, “Columbarium’lar Roma dönemine ait mezarlardır. Bir nevi columbarium’lar, kişilerin yakıldığı zaman küllerinin saklandığı yerlerdir. Hali vaktinde olmayan kişilerin külleri toplu bir şekilde koyuluyordu. Hali vakti yerinde olan kişilerin külleri ise kral mezarı şeklinde ve daha görkemli şekilde saklanırdı. Bu kişiler fakir kişilere kıyasla tek başlarına büyük bir columbarium inşa ettirirdi. Buralar vatandaşların kendi kullandığı mezarlardır” diye konuştu.
‘UNESCO GEÇİCİ MİRAS LİSTESİNDE YER ALIYOR’
Koramaz Vadi’sinin 14 Nisan 2020’de UNESCO geçici miras listesine girdiğini belirten Osman Özsoy, “UNESCO heyeti, columbarium’ları değerli gördü ve mezarların korunması için bölgeyi tescilledi. Şu ana kadar tespit edilmiş 21 adet columbarium bulunmaktadır. Bu mezarların 18 tanesi Ağırnas bölgesinde, 2 tanesi Dimitre bölgesinde ve 1 tanesi ise Koramaz Vadisinde bulunmaktadır. Yeni ihbarlarla ve haritalandırmalarla bu columbarium’ların sayısının artacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
‘COLUMBARİUM’DA BİR NİŞ KİRALIYORSUNUZ’
Columbarium’un yapısına değinen Prof. Dr. Özsoy, “Bu mezarlıklar belli bir döneme kadar mezarlık olarak kullanılan yani insanların yakılarak defin edildiği mekanlardır. Mezarlıkların içinde belirli bir sayıda geometrik şekillere sahip niş (mimari yapılarda duvar içinde bırakılan oyuklar) çıkartmaları bulunuyor. Mekanizmanın işleme şekli şu şekilde: Yakınınızın küllerini toprak bir kaba koyuyorsunuz, columbarium’da bir niş kiralıyorsunuz. Bu nişlerin 6 ay ile 3 yıl arasında kira zamanları oluyor. O niş size belirli bir süre için kiralanmış oluyor. Parasını ödediğiniz müddetçe yakınlarınızın külleri, nişlerin içerisinde muhafaza edilmiş oluyor. Küllerin kime ait olduğu ise kapların üzerine yazılan yazılar ile ya da semboller ile belirlenmiş oluyor. Bu kira parasını ödeyemediğiniz zaman yakınlarınızın külleri columbarium’daki boş siloların içerisine dökülüp, toprağa karışıyor” dedi.
‘GÜVERCİNLİK OLARAK KULLANILIYOR’
Hristiyanlık ve Müslümanlık gibi dinlerin ortaya çıkmasından sonra bu mezarların terk edildiğini kaydeden Prof. Dr. Özsoy, şöyle konuştu:
“Mezarlığın üst bölmesinde bir baca bulunuyor. O bacaya güvercinler iniyor. Güvercinlerin bölgeye alışması için yem, yiyecek gibi besinler konuyor. İnanışa göre güvercinler, insanların ruhlarını gökyüzüne ulaştırmış oluyor. Bu inanış Hristiyanlık ve Müslümanlık gibi dinler ortaya çıktıktan sonra terk edilmiş. İnanış sona erdikten sonra bu mezarlıklar güvercinlik şeklinde kullanılmaya başlanmış ve güvercinlerin gübreleri kullanılmış. Geçmişte hem güvercinlik hem de mezarlık olarak kullanılan Columbarium’lar kafa karışıklığına neden olmuş.”