Avustralya’daki Melbourne Göz Araştırmaları Merkezi’nde yapılan araştırmalar, kişilerin ölüm riskinin hesaplanabileceğini ortaya koydu. Akademisyenler, retinanın, kişinin sağlığına daha derin bakılmasına izin veren bir ‘pencere’ görevi gördüğünü iddia etti. Bilim insanları, ‘retina yaşı boşluğunun’ ölüm riskiyle bağlantılı olduğunu ortaya çıkardı.
Uzmanlar, retina yaşı boşluğunun; birinin kronolojik yaşı ile retinasının tahmini biyolojik yaşı arasındaki fark olduğunu belirtirken, bu durumun kişinin ölüm riskini belirlediği açıklandı.
11 YIL BOYUNCA İZLEDİLER
Uzmanlar, gözün arka yüzeyinden alınan görüntüleri analiz ederek sonuçları sıraladı. Gönüllüleri 11 yıl boyunca izleyen Avustralyalı uzmanlara göre, on yıllık boşlukları olan kişilerin ölüm olasılığı, diğerlerine oranla yüzde 67’ye kadar daha yüksek olarak açıklandı.
Akademisyenler, her boşluk yılı için ölüm riskinin yüzde 2 arttığını hesapladı.
Melbourne Göz Araştırmaları Merkezi’ndeki akademisyenler, retina yaşını tahmin etmek için yaklaşık 19 bin göz taraması yaparak yapay bir zeka algoritması geliştirdi. Ekip daha sonra UK Biobank’tan seçilen 36 bin katılımcının retina yaş farkını değerlendirdi. Yarısından fazlasının retinalarının gerçek biyolojik yaşlarından en az üç yaş büyük olduğu düşünülüyordu. İngiliz Oftalmoloji Dergisi’nde yayınlanan araştırmaya göre, bazılarının retinaları on yıl daha yaşlıydı. Daha sonra bunu, ortalama 11 yıl boyunca katılımcıların sağlık verileriyle eşleştirerek, ölüm nedenlerini retina yaş farkıyla ilişkilendirmeleri sağlandı.
Bu süre zarfında, katılımcıların 1.800’ü (yüzde 5) öldü. Çoğunluğu kanser, bunama veya kalp hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti. Büyük retina yaşı apseleri, kalp hastalığı veya kanser dışındaki nedenlerden yüzde 49-67 daha yüksek ölüm riski ile ilişkilendirildi.
Araştırmacılar ayrıca sol gözden alınan retina görüntülerini kullanarak benzer bir çalışma uygulayarak benzer sonuçlara vardıklarını açıkladı. Araştırma ekibinden Dr Lisa Zhuoting Zhu şunları söyledi: “Bu bulgular, retina yaşının klinik olarak yaşlanmanın biyolojik belirteci olabileceğini düşündürmektedir.” dedi. Zhu, “Bu hipotez, retinal görüntülemenin kardiyovasküler risk faktörleri, kronik böbrek hastalıkları ve sistemik biyobelirteçler hakkında bilgi içerdiğini öne süren önceki çalışmalar tarafından desteklenmektedir.” dedi.
Gözün arkasındaki ışığa duyarlı sinir dokusu katmanları olan retina taramaları, daha önce kardiyovasküler hastalığın bazı uyarı işaretlerini tespit etmek için de kullanılıyordu.