ANKARA – Bu yıl beşincisi düzenlenecek olan Uluslararası Çocuk Diyarı Film Festivali 4-10 Haziran tarihleri arasında Ankara’da çocuklarla buluşacak. Film gösterimleri, atölye çalışmaları, söyleşilerle dolu bir festival programı hazırlanırken, çocuklar tüm etkinliklere ücretsiz erişebilecek.
İMO İnşaat Mühendisleri Odası, Yılmaz Güney Sahnesi ve Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gerçekleşecek festival özellikle dar gelirli ailelerin çocukları ile göçmen çocukları ağırlamayı hedefliyor. Bu yıl ilk olarak yetişkinler için “Toplumsal Cinsiyet” ve “Geri(den) Dönüşüm Yetişkinlerle Çocuk Hakları” atölyesi de organize edilirken, çocuklara 25 farklı ülkeden film gösterimleri planlandı.
ŞEBNEM AKTOLGA: ÇOCUK GİBİ BİZ DE BÜYÜDÜK, BÜYÜMEYE DEVAM EDİYORUZ
Çocukları çocukların perspektifinden onları gözeterek ve aktif rol vererek organize edilen festivalin koordinatörü Şebnem Aktolga ile konuştuk.
Uluslararası Çocuk Diyarı Film Festivali beşinci yaşını kutlayacak. Festival ilk ortaya çıktığında festivalin de çocuk gibi büyümesini umut ettiğinizi, çocuklara yaklaşır gibi özenli olacağınızı ifade etmiştiniz. Beş yıl nasıl geçti? Nasıl büyüdünüz?
Festivalin ilk ortaya çıkışında yıl yıl nasıl büyüyeceğimizin kararını verdik. Her sene daha emin adımlarla büyümeyi amaçladık. Bu anlamda başarılı olduk. Sağlam adımlarla ilerledik. İlk yılın ardından çocuk komitesi oluşturacağız demiştik, ikinci yıl oluşturduk. Üçüncü yıl başka şehirlere gideceğiz demiştik, Batman’a gittik. Dördüncü yıl kısa film yarışması koyacağız demiştik, bunu da yaptık. Çocuk gibi biz de büyüdük ve büyümeye devam ediyoruz. Çocuklarla çocuk gibi büyüyen festival beşinci yaşında.
‘DEZAVANTAJLI GRUPLARIN FESTİVALİYİZ’
Geçen yıl pandemi nedeniyle festival online yapılabilmişti. Geçmişten bu yana çocukların aktif rol oynadığı, görevler aldığı bir festival organize ediyorsunuz.
Pandemi döneminde festivalimizi online ve çevrimiçi gerçekleştirmiştik. Bunu yaparken de bu fikre karşıydık. Çünkü biz dezavantajlı grupların festivaliyiz. Bu kültürel faaliyetlere erişemeyen, ulaşamayan çocukların festivaliyiz.
İnternet ortamı deyince biraz kaygılandık. Bizim ulaşmak istediğimiz çocukların pek çoğunun interneti yoktu. Yapmayabilirdik ama sonrasında interneti olan Türkiye’deki her çocuğa ulaşma fikri baskın geldi. Buradan hareket ederek geçen yıl pandemi nedeniyle online festivalimizi yaptık. Geçen yıl 15 bine yakın çocuğa ulaştık. İnternet ortamı olmayan çocuklara erişemememiz bizi çok üzdü. Tekrardan yüz yüze yapacağımız için bu yıl ayrı bir heyecanı beraberinde getirdi. Bu yıl da çocuk ayırmadan hepsini ağırlamayı ve onlara güzel bir film seçkisi sunmayı amaçlıyoruz.
‘FESTİVAL ÇOCUKLARI DÜNYAYA AÇACAK’
Bu yılki festivale nasıl hazırlandınız?
Bu yıl yüz yüze festivali yapacağımız için kendimizi çok tutkulu hissediyoruz. O çocuklara ulaşma istencimiz çevrim içi olmasından çok daha dinamik. Çocuklarla yüz yüze buluşmak çok başka bir duygu. Pandemi döneminde benim de çocuğum dünyaya geldi. Biz onlara pandemi çocukları diyoruz. Anne ve babalarla parklarda buluştuğumuzda, “Bizim çocuğumuzun sosyal problemi var, akranlarıyla bir araya gelmesini istiyoruz” diye çok konuşuyoruz. Çocuklar bu dönem nedeniyle yabancılardan ürküyor ve iletişimin ne olduğunu bilmiyorlardı. Çocuklar bir araya geldiğinde daha iyi olacağını düşünerek bu yılki festivalimizi yüz yüze organize ettik. Sinema ve sanat çatısı altında çocuklar bir araya gelecekler. 25’e yakın ülkeden filmleri çocuklarla buluşturacağız. Sadece ekranın karşısında otururlarken dünyayı dolaşıyormuş hissini yaşatmayı vadediyoruz. Festival çocukları dünyaya açacak.
Festival ilk gününden bu yana dar gelirli ailelerin, dezavantajlı çocukları sinemayla tanıştırıyor. Bu yıl da festival dezavantajlı çocuklara koltuklarını açacak mı?
Kesinlikle açacak. Onlarsız bir etkinliğimiz olmayacak. Hatta sığınmacı çocuklar için ‘sınırların ötesinde’ diye ayrı bir paket gösterimimiz olacak. Dil problemleri var ve göçmen çocuklara sözsüz, dil problemi yaşamadan ayrıca seanslar ve atölyeler yapacağız.
‘GELECEKTE ÜRETMELERİNİN ÖNÜNÜ AÇIYORUZ’
Geçmişte Ankara’nın dışına çıkarak Batman’a gitmiştiniz. İlk kez sinemayla tanışan çocuklarla bir araya gelmiştiniz. Bu yıl da başka bir kente gidiyor musunuz?
Evet gidiyoruz. Şu an hedefimizde yine Batman var. Bir ikinci il konusunda da karar verme aşamasındayız. Doğu ya da Karadeniz’de bir kent daha olabilir. Başka kentlere gittiğimizde duygu olarak çok daha güçleniyoruz ve doğru çocuklara ulaştığımızın farkına varıyoruz. Dezavantajlı çocuklar bu tarz etkinliklerle karşılaşınca dünyaları değişebiliyor. Onlarla buluştuğunuzda belki de onlara bir hedef koyuyorsunuz. Bir yazarla buluşturuyorsunuz, sinemacıyla bir araya getiriyorsunuz ve edilgen olmadıklarını fark ediyorlar. Gelecekte üretmelerinin önünü açıyoruz.
‘SANAT ÇOCUKLAR İÇİN İYİLEŞTİRİCİ’
Atölyeler ve kısa film yarışmalarıyla da çocukları teşvik ederek yeteneklerine seslenmeye çalışıyorsunuz değil mi?
Sinemaya çok ilgi duyan çocuklar olduğunda bize bir şekilde aileleri ve öğretmenleri ulaşıyor. Biz de o çocuklarla ilgileniyoruz. Yıl içerisinde düzenli atölyeler açmayı planlıyoruz. Çocukların imkânı yoksa doğru buluşmayı sağlamak için imkanlar oluşturmaya çalışıyoruz. Sanatın bir çocuğun travması için iyileştirici bir özellik taşıdığına, bir sihri olduğuna inanıyorum. Acı yaşayan, travması olan bir çocuğun dili ve ifadesi için ona bir fırsat yaratıyorsunuz. Resim yaparak, film çekerek, heykel yaparak bunu teşvik etmeye çalışıyoruz.