Alem dergisinden Ceylan Yeniacun’un, gerçekleştirdiği röportajda Kerem Bürsin hakkındaki sorulara samimi cevaplar verdi.
Bursin, günlerinin nasıl geçtiği sorusuna “Yoğun bir dönemdeyim. Güne sporla başlıyorum ardından yapım şirketine gidiyorum. Toplantılar falan derken sevgilimle bir araya geliyoruz. Ya o ya da ben yemek yapıyoruz. Ben daha farklı şeyler denemeyi seviyorum Hande (Erçel) daha geleneksel yemekler yapmayı seviyor.” diye yanıt verdi.
Kendisini en çok Amerika’daki oyuncu arkadaşı Matt McGorry’ın güldürdüğünü anlatan Kerem Bursin yakın zamanda HeForShe hareketinin sözcüsü seçilmesine ilişkin de şu yorumu yaptı:
“Onlarla çalıştığım için çok mutluyum. Dünya çapında bir sorun olan toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık ve eşitsizliğe çok doğru bir yerden baktıklarını düşünüyorum. HeForShe 2014 yılında başladı 2015 yılında ise Türkiye’ye geldi. Türkiye’ye geldiğinde de reklam filminde yer almıştım. Çok uzun yıllardır yakın ilişkideyiz. Bunun dışında bu konulara dair bir süredir kendi adıma bireysel olarak da çalışmalar yapıyorum. Amerika’da Inspire Justice’ten bu konulara dair koçluk eğitimi de aldım. Sonrasında HeForShe de bu çabalarımı gördü ve şu an beraber bu yola çıktık.”
Bursin bir erkek olarak baskı görüp görmediğine ise şu yanıtı verdi: “Çok! Kültüre göre değişen bir şey aslında bu. Büyürken ya da yetişkinken dönem dönem bu baskıyı hissediyorsun. Çocukluktan hatta doğmadan başlıyor “Erkek adam ağlamaz.”, “Erkek adam pembe giymez.” en klasik ama sıkça duyduğumuz örnekler gibi…”
Röportajın devamı ise özetle şöyle:
Çocukluk demişken baba olma hayalin var mı?
Var ama galiba yaşlandım gibi hissediyorum çünkü ben hep genç baba olmayı istiyordum. Hem istiyorum hem de büyük bir sorumluluk. Böyle bir dünyaya yeni bir hayat getirmek beni korkutuyor. Bunu yapabilir miyim bilmiyorum. Kendimizi tüketime adamış vaziyetteyiz. Günün sonunda hayatta her şey olabilir…ondan kısmetimde varsa müthiş yoksa sıkıntı yok.
Söylemeden geçemeyeceğim ben sana baktığımda iki, üç çocuklu kalabalık bir aileye sahip olacak biri gibi görüyorum.
Keşke çok çok isterdim. En büyük hayallerimden biri bacağımda, kafamda, kolumda çocuklarım olsun ama dediğim gibi insanlığın gidişatıyla ilgili endişelerim var maalesef.
Yakın zamanda seni heyecanlandıran projeler var mı?
HeForShe beni gerçekten çok heyecanlandırıyor onun dışında oyunculuk ile ilgili görüştüğümüz birkaç proje var. Aynı zamanda şirketimde birkaç bir şey üzerine çalışıyoruz. Eğlenmeye ve inandığım şeyleri eyleme geçirmeye çalışıyorum şu aralar.
Bir proje önüne geldiğinde nasıl bir yol izliyorsun, seni en çok ne heyecanlandırıyor?
O projenin dünyası ve tabii ki karakter benim için çok önemli. Karakteri kişisel bir yerden analiz ediyorum. Ben böyle bir insanla bu kadar zaman geçirmek istiyor muyum? Çünkü olaya yeni bir ilişkiye başlıyormuşum gibi bakıyorum. “Bu insanla anlaşabilecek misin, seni yoracak mı, heyecanlandıracak mı?” gibi sorular üzerinde düşünüyorum. Çünkü senden farklı bir karakteri canlandırdığında aslında başka bir insanla o zamanı geçiriyor gibi oluyorsun.
Günün sonunda set bittiğinde karakterin ruhundan kolayca çıkabiliyor musun yoksa bir süre daha etkisinde kalıyor musun?
Aslında o projeye bağlı. Çünkü bazen canlandırdığın karakter çok eğlenceli ve kolay içinden çıkabileceğin şekilde oluyor bazen de seni zorlayabiliyor. Bazı karakterler ise psikolojik anlamda yıpratabiliyor onun içinden çıkmak biraz daha zor. Bir de o sahneyi çekmek, o sahnenin ağırlığını yaşamak, hissetmek değişik bir his. Sahne bittiğinde duygular karmaşık olabiliyor.
Böyle anlarda kendini nasıl toparlıyorsun?
Müzik bana çok iyi geliyor, duygu akışımı çok iyi destekliyor.
Hande ile iki meslektaş olarak fikir alışverişinde bulunur musunuz ya da birbirinizi eleştirdiğiniz olur mu?
Fikirlerimizi veya mesleki hayallerimizi konuşuruz, bir film seyrederken onun üzerine senaryosu olsun, detaylı sohbetler ederiz. Hande görüntü yönetmenliğine çok ilgi duyuyor. Çoğu kez filmi geri sarıp ilgimizi çeken planları kurulan değişik kadrajlar üzerine konuşuruz. Bir yandan da işi ilişkimize çok karıştırmamaya özen gösteriyoruz.
İlişkide nasıl birisin?
Bence harika biriyim. (gülüyor) Şaka bir yana gerçekçi biriyim. Bir ilişkide kimsenin kısıtlanmaması ve karşısındakini değiştirmeye çalışmaması gerekiyor. Çünkü sonra şöyle bir şey oluyor kişiyi değiştiriyorsun sonra değiştirdiğin kişiyi sevmemeye başlıyorsun ardından ayrılık sürecinde beraber olduğun kişi öz haline dönüyor ve sen “Ne kadar harika biriymiş” diyorsun. Ben beraber olduğum insanla eğlenmeyi, onu güldürmeyi seviyorum. Biriyle beraber bir ilişkiye başladıysan tamamen filtresiz ve doğal olmak önemli yoksa sağlıklı bir yol olmaz diye düşünüyorum.
Romantik misin?
Gününe göre değişir.
Burcun nedir?
İkizler.
30 yaşından sonra değiştiğini düşünüyor musun?
Değiştim ve bunu çok hissediyorum. Eskiye göre daha sakin biri oldum. Eskiden her şeyi çok dert ederdim, daha stresliydim, muntazam olma peşindeydim. Şimdi çok daha rahatım.
Son olarak hayatta neyi asla affetmezsin?
Saygısızlığa tahammülüm yok. Bu sadece bana karşı olmak zorunda değil herhangi birine yapıldığında da tahammül edemiyorum çünkü o kişinin karakteriyle ilgili çok şey söylüyor. Hele ki kendinden daha zor durumdaki birine saygısızca davranılması kabul edilemez bir durum. Bir de yere çöp atılması. Özellikle arabadan çöp atan insanları görünce çok sinirleniyorum.