Cumhuriyet Halk Partisi Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin küme toplantısında açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının satırbaşları şöyle;
“Hiçkimse şunu unutmasın. Bu topraklarda umusuzluğun yeşermesine asla müsaade vermeyeceğiz. Bu toprakların ruhunda umut, gelecek, beraberlik, kucaklaşma vardır. Bunu yapacağız.
Bu ülkenin geleceğini inşa edeceğiz. Bu ülkede demokrasiyi inşa edeceğiz. Bunları yapmaya kararlıyız. Hiçkimsenin inancını, hayat usulünü siyasete gereç etmeyeceğiz. Beşere insanca bakacağız, Allah’ın yarattığı en bedelli varlık olarak bakacağız. Beşere hizmet etmekten onur duyacağız.
“SADAT VE BENZERLERİNDEN ASLA KORKMAYIN”
Biz hayatta olduğumuz sürece, gayret ettiği sürece SADAT ve benzerlerinden asla çekinmeyin, korkmayın. Zira biz Kuvâ-yi Milliye’ciyiz. Milliyetçi, ülkücü kardeşlerime de seslendim.
“UYUŞTURUCU BARONLARI EN BÜYÜK TAKVİYESİ SARAY’DAN ALIYOR”
Evlatlarımızı zehirleyen bu uyuşturucu baronlarına da sözümdür: İktidarımızda bütün uyuşturucu baronlarının saltanatına son vereceğiz. Onların burunlarından fitil fitil getirmezsem bana da Kemal demesinler. Gencecik çocuklarımızın zehirlenmesine de asla müsaade vermeyeceğiz.
Kayseri’de İzmir Marşı söyleyen gençleri izlerken gözlerim yaşardı, alınlarından öpüyorum. Artık hiçbir yer kale değil! Konya’da da Kayseri’de de CHP olacak. Muhafazakar genç bayan kardeşlerime iki çift lafım var. Seyahat olayları hasebiyle bu ülkenin bayanlarına nasıl hakaret edildiğini biliyorsunuz, yarın döner bunlar size de hakaret ederler. CHP eski CHP değil. Siz de eski siz değilsiniz. Birebir kıymetleri savunuyoruz; birebir kıymetleri savunmaya devam edeceğiz.
“SIRA VATANDAŞI SUÇLAMAYA GELDİ”
Şimdi sıra vatandaşı suçlamaya geldi. “Sorunun bir tarafında vatandaşlarımızın bir kısmının tasarruflarını hala döviz cinsinden yapmaktaki ısrarı var” diyor. ‘Yani vatandaşlar doları tasarruf olarak tutuyorlar. E bu da onların kabahati, bizim kabahatimiz değil.’ Bir devlet bu türlü yönetilemez. Sanki Erdoğan hiç düşünüyor mu, ya doları neden tasarruf olarak tutuyorlar. Senin yarattığın tablo hasebiyle, tasarrufunu koruyayım diye… Sen hiç kendine sordun mu; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından neden dolarla borçlandın?
“BU İKTİDARI DAİMA BİRLİKTE GÖNDERECEĞİZ, TEPEDEKİNİ DE EMEKLİ EDECEĞİZ”
(Bakan Nebati’nin “Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar. Çarklar dönüyor” ifadesine) Bir ülkenin hazine ve maliye bakanı var olan sistemden dar gelirlerin ziyan gördüğünü itiraf ediyor ve bu ziyan motamot devam ediyorsa hiçbir tedbir alınmıyorsa bu iktidar kendi kuyusunu kazıyor demektir.
Bu iktidarı daima birlikte göndereceğiz tepedekini de emekli edeceğiz. Zalim sarayında oturur halkı görmezmiş. Halkı için çalışan şahsa hürmet duyarız. Lakin sarayda oturup yoksuldan alıp bir avuç tefeciye dünyanın kaynağını aktarıyorsan senin bu memlekete hiçbir faydan artık olamaz. Hele hele evlatların buralardan malları alıp Amerika’ya götürüyorsa senin bu ülkeye faydan olmaz.
Cumhuriyet tarihinin en büyük kaynak transferini yaşıyoruz. Büyük ihaleleri çağıyorlar sana verdim diyor ihaleyi. Kanunların hiçbir değeri yok. Biz bunlara beşli çete diyoruz. İkincisi tamam ben yapacağım lakin bankalar bana para vermiyor. Doları avroyu nereden alacağım? yurt dışından.
Bu saray beslemelerine tıpkı vakitte Hazine’yi garanti ediyorlar. Üçüncüsü, gelir garantisi veriyorlar. Artık yap işlet devret. Dördüncü, dolar bazında aldım Amerika’da enflasyon sanki onu da bizim vatandaşların sırtına yıksak mı diyorlar. Evet yıkalım diyorlar. Yani gelir garantisinin dışında enflasyon garantisi de veriliyor. Ya iktidar değişirse ne olur diyorlar. İktidar değişirse yetkili İngiliz mahkemeleri olsun diyorlar. Hepinizin huzurunda kelam veriyorum ister İngiliz İster Amerikan ister Japonya mahkemelerini nereyi yetkili kılarsanız kılın burnunuzdan fitil fitil getireceğim. O0 hakkı alıp bu millete teslim edeceğim. Daha yetmiyor diyorlar ki parayı ihaleyi garantiyi aldık e ben dağıttım bu parayı, meraklanma diyor sana ayrıyeten ek gelir garantisi veriyorum diyor. Örnek vereyim Kuzey Marmara Otoyolu’nun Kurtköy Akyazı kısmı kontrat müddeti 2222 gün uzatıldı.
“BÖYLE SOYGUN GÖRÜLMEDİ”
Atatürk Havalimanı’nı çalıştırmama kelamı almışlar. Kontrata karar koymuşlar, ‘İstanbul’un Trakya yakasında ikinci bir havalimanı çalıştırılmayacak’ diye. Orada duruyor, boş. Çalıştırmıyorlar, beyefendiler kazanacak… 22 milyara mal et, 59 milyar TL dolar elde et. Bu türlü bir soygun dünyanın hiçbir yerinde görülmedi.”