BÜLENT ACUN
Kuşkusuz yukarıda çizdiğim çerçevenin istisnası oryantalistler de yok değil. Hatta öyle biri var ki kaideyi bozmayı zorlayan bir istisna gibi duruyor: Annemarie Schimmel… İstanbul’a “Sevgilim” diyen İkbal’e “Benim” diyen, Muhammed Hamidullah’a “Abim” diyen, Konyalı marangoz derviş İsmail’e “kardeşim” diyen, çocukluğunda rastladığı “insanlar uykudadır, öldüklerinde uyanacaklardır” hadis-i şerifinin etkisi ile ömrünü İslam’ı ve Müslümanları tanımaya adamış. Bu alanda özgün eserler vermiş İslam aşığı bir gönül, müslüman dostu bir yürek.
KEYİF VE KEŞİF DOLU BİR SEYAHAT
Albaraka Yayınları takdire şayan bir iş yapmış. Annemarie Schimmel’in mühim eserlerinden birini “Tanrı’nın Ayetlerinin Çözümlenmesi İslam’a Fenomenolojik Bir Yaklaşım”ı, Ekrem Demirli tercümesi ile ilgili okurun istifadesine sunmuş. Yazarın İslam ve Müslümanlara dair engin malumatı ve zengin müktesebatı kitabın her paragrafında açık ve net bir şekilde görülüyor ve hissediliyor. Yazar kutsal zamandan, kutsal mekana, kutsal davranıştan fert ve cemiyete, kelam ve metinden Tanrı’nın yaratması (Eskatoloji)’ye geniş bir yelpazede ayetler ve hadisler eşliğinde tasavvufi bir tasavvurla Müslüman hayatının izlerini sürüyor.
Bu anlamlı yolculukta kendisine yön gösteren işaretleri yolda karşılaştığı ibretli ve hikmetli levhaları kendisini şaşırtan ve sarsan şeyleri kitabında açık bir dille cömertçe okuru ile paylaşan yazar, hayatı gibi bu kitapta Doğu ile Batı arasında muhkem bir köprü olmayı hak ediyor.
Selefi bir bakış açısı ile okunduğunda birçok eleştiriye hedef olacağı tahmin edilen kitap, sufi bir bakış açısı ile değerlendirildiğinde ise şaheser bir kaynak olarak telakki edileceğinin işaretlerini veriyor. Yazarın hiçbir mezhep, mektep ve meşrep gözetmeden İslam dünyasını Şii, Sünni, sufi, selefi diye ayırmadan eserinde Müslümanların tamamını konu edinmesi kitabı hayli özgün kılıyor. Annemarie Schimmel’in Tanrı’nın Ayetlerinin Çözümlenmesi kitabı bir boyutu ile bizi bize anlatırken diğer boyutuyla da bizi onlara anlatıyor (Gayrimüslimlere tanıtıyor). Bu itibarla kitap, hayat aynasında Müslümanları tanıma ilmihali olarak da okunabilir. Kitabı bitirdiğinizde yazar size şunu söyletiyor: “Kullarının hayatlarında Tanrı’nın ayetleri görünür.”
Yazarın her bölümün başında okuru müstesna bir hat levhası ile selamlaması kitabın estetik kat sayısını hayli arttırmış gözüküyor. Esasen bu kıymetli eserin her bölümü ayrı bir değerlendirme yazısını hak eder mahiyette. Yiyip içtiklerimizden, gezip gördüklerimize, yapıp ettiklerimizden, bilip konuştuklarımıza, inanıp düşündüklerimizden, okuyup yazdıklarımıza hayatımızın tamamı, ayetler, hadisler, şiirler ve menkıbeler ışığında fenomonolojik bir üslup ile Tanrı’nın Ayetlerinin Çözümlenmesi kitabında dikkat ve rikkat ehli bir kalemin aynası ile insanlığın yeniden hizmetinde. Yazımızı yazarın şu muhteşem teşbihiyle taçlandıralım: “İslam gerçekten de tıpkı bir eve benzemektedir; sağlam yapılmış, taşları iyi örülmüş, iyi bir şekilde kelime-i şehadet temelinde oturtulmuş, dört kuvvetli sütun tarafından takviye edilmiş (namaz, oruç, hac ve zekât) güçlü bir doğulu eve benzemektedir.’’