Doğada aynı cinsiyetteki canlıların (genellikle erkekler) karşı cinsi elde etmek yada etkilemek için birbiriyle mücadele ettiği durumlara intraseksüel rekabet adı veriliyor. Kanadalı araştırmacılar, bu türden bir rekabet içindeki bazı erkeklerin toplum tarafından onaylanmayan kaba davranışlara daha yatkın olduğunu deneylerle ortaya çıkardı. Ayrıca elde edilen bulgular, bu kişilerde testosteron seviyelerinin daha yüksek olduğunu gözler önüne serdi.
ETİK DIŞI DAVRANIŞLARA EĞİLİMLERİ ÖLÇÜLDÜ
HEC Montréal Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, 83 erkek ve 91 kadın üzerinde deney yaptı. Katılımcıların tükürük örnekleri aracılığıyla hormon seviyeleri ölçüldü. Daha sonra katılımcılar, başkalarının da ilişki kurmaya çalıştığı birinden hoşlandıkları durumda nasıl hissettiklerine ve nasıl davrandığına dair soruları cevapladı. Bu soruların ardından yalnızca etik ve etik dışı davranışların değerlendirildiği bir başka anket geldi. Ankette “gelir vergisi beyannamesinde bazı şüpheli kesintiler yapmak” veya “evli bir erkek/kadınla ilişki yaşamak” gibi konular yer alıyordu. Böylelikle katılımcıların etik dışı davranışlara yönelik genel eğilimini de ölçülmüş oldu.
Hakemli bilimsel dergi British Journal of Psychology’de yayımlanan araştırmanın ortak yazarı Marcelo Vinhal Nepomuceno, nihayetinde ulaştıkları sonucu şöyle açıkladı: Testosteronu yüksek erkeklerin intraseksüel rekabetin söz konusu olduğu senaryoda etik dışı davranmaları daha olası.
KADINLAR, ERKEKLERİ ETKİLEMEK İÇİN ETİK DIŞI DAVRANMIYOR
Diğer taraftan kadınlarda testosteron seviyesinin bu tür davranışları etkilemediği anlaşıldı. Nepomuceno, “Yüksek testosteron seviyesine sahip kadınlar, erkekleri cezbetmek için başka kadınlara karşı rekabet ettiklerinde daha etik dışı davranmıyor” ifadelerini kullandı.
Araştırma ekibine göre bulgular, etik dışı davranışlarla ilgili araştırmaların hormonlar gibi fizyolojik değişkenleri çoğu zaman gözden kaçırdığını ortaya koyuyor.
Nepomuceno, “Testosteron’un tüketim de dahil olmak üzere çok sayıda davranışla doğrudan ilişkisini gösteren araştırmalar var. Gelecekteki araştırmaların, testosteronla etkileşime girebilip, davranışı etkileyebilecek bağlamsal faktörlere ve kişilik faktörlerine odaklanması gerektiğine inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
